16 Kasım 2013 Cumartesi

Kaplumbağalar

Kaplumbağalar, omurgalı (Verabralı) hayvanlardır. Hayvanlar aleminde; Sürüngenler sınıfında yer alırlar. Kaplumbağalar halkımız arasında TOSBAĞA olarak da isimlendirilmektedir. Genellikle kaplumbağalar yavaş hareket ettikleri ve sırtlarındaki kabuklarından dolKara Kaplumbağaları, zaman zaman hikaye ve fıkralara konu olmuşlardır. Fakat tam tersine kaplumbağalar bilindiğinin aksine çok yavaş değil, oldukça hızlı hareket eden hayvanlardır.
Çoğu insan, yılan, kertenkele, timsah gibi diğer sürüngenlerden korkmalarına karşın kaplumbağalara karşı sevgi ile yaklaşmaktadır. Özellikle; bu hayvanlar çocukların ilgisini çekmektedir. Bu sevgi son zamanlarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de doğal ortamlarının dışında evlerde de yaygın bir şekilde kaplumbağa beslenmesini artırmıştır.
Kaplumbağalar eski jeolojik zamandan beri yaşayan hayvanlar olup 200-300 milyon yıl öncesinden günümüze kadar nesillerini devam ettirmeyi başarmışlardır. Doğada meydana gelen tüm olumsuz değişmeler ki bunun başında çevre kirliliği gelmektedir. Çevre kirliliği diğer canlılar gibi, kaplumbağaların nesillerini de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya getirmiştir. Ülkelerdeki bilinçsiz ve plansız şehirleşme, tarlaların ve ormanların azalması kara kaplumbağalarının yaşama ortamlarını ve yumurta bıraktıkları yerleri yok etmektedir. Bunu yanında orman yangınları da benzer, olumsuz etkiler yaratmaktadır. Evsel ve sanayi artıklarının arıtılmadan ırmak, göller ve denizlere akıtılması tatlı su ve deniz kaplumbağalarının ölümlerine yol açmaktadır. İnsan eliyle yaratılan bütün bu olumsuz koşullar bu hayvanlarında yaşamlarını olumsuz etkilemektedir. Yapılan araştırmalar evlerinde kaplumbağa besleyen insanların kaplumbağalar hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını göstermiştir.
Hayvanların doğaları, yapıları, bakımları, beslenme ve hastalıkları hakkında bilgi eksikliği tıpkı çevre kirliliği kadar, evlerde bakılan kaplumbağaların yaşamalarına zarar vermektedir.
KAPLUMBAĞALARIN BİYOLOJİSİ
Kaplumbağaların bilinen 200'den fazla çeşidi vardır.
Yaşadıkları ortama göre 3 ayrı grupta toplanırlar.
1- Kara Kaplumbağaları
2-Tatlısu Kaplumbağaları
3-Deniz Kaplumbağaları

15 Kasım 2013 Cuma

Köstebekler

Köstebek nasıl bir hayvandır, ne yer, nasıl beslenir, nerede yaşar, nasıl yaşar, ne kadar yaşar, ne ile beslenir, özellikleri ve zararları…
Köstebekgiller (Talpidae), memeliler aleminde böcekçiller takımına ait, yeraltında, kazdıkları tünellerde yaşayan memeli grubunu kapsayan bir familyadır. Bazı türleri tamamen suda yaşarken bazıları yarı su yarı kara ortamında yaşar. Tamamen kürkle kaplı silindirik vücut yapıları ve küçük gözleri vardır. Ayrıca genellikle kullakları görünmeyecek şekildedir. Yer altında yaşayan omurgasız canlılarla beslenirler. Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da yaşarlar. Genellikle Asya ve Avrupa’da toprak içinde kazdığı galerilerde, Afrika ve Amerika topraklarında yaşayan değişik türleri de vardır.
Köstebek Nedir Nerede Yaşar, Nasıl Beslenir ve özellikleri
Özellikleri
Silindirik küt vücutlu 15 cm boyunda. Postu sık kadife tüylüdür. Siyah, gri ve beyaz olanları vardır. Ön ayaklarıyla toprak içinde tüneller açar, böcek ve toprak solucanlarıyla beslenir. Ömrü: 4 yıl kadar. Çeşitleri: Köstebek, kan-su köstebeği, tepeli (veya yıldızlı) köstebek, su köstebeği, Amerika soreks köstebeği, Batı Amerika köstebekleri en çok bilinen türlerdir.
Böcekçiller (İnsectivora) takımından, toprak altı tünellerinde yaşayan bir memeli. Vücûdu silindirik biçimli ve her tarafa yatabilen kadife gibi yumuşak sık tüylerle kaplıdır. Çoğu siyah renklidir. Nâdir olarak gri ve beyaz olanlar da vardır. Bacakları beş parmaklıdır. Ön ayakları, toprağı eşmeye yarayacak biçimde olup, şekilleri insan eline benzerse de tırnakları kuvvetli ve keskindir. 2-3 cm’lik kuyruğuyla berâber 15-17 cm boyundadır. 120 gr gelenleri vardır. Erkekleri dişilerden daha iridir. Gözleri göremeyecek kadar zayıf olup, kıllar arasında gizlenmiştir. İyi görmemekle berâber ışığı fark eder. Buna karşılık dokunma, koklama ve işitme duyusu çok hassastır. İstediğinde dış kulağını kapatabilir. Toprak içinde açtıkları galerilerde bitkiler için zararlı olan böcek kurtçuklarını ve toprak solucanlarını avlayarak beslenir. Açılan tünel içinde saatte 4 km hızla yol alır. Doymak bilmeyen bir iştahı vardır.
Hergün ağırlığı kadar besin yer. 12 saat içinde birşey yemezse açlıktan ölür. Esârette olanları günde 60 solucandan fazla yer. Sert olmayan topraklarda saatte 10-12 metrelik tünel açar. Tünellerin uzunluğu bâzan 50-100 metreye varır. Kazarken sivri burnuyla toprağı yukarı iterek yüzeyde tepecikler meydana getirir. Besili tüylü vücûduyla kazdığı tünelleri düzler. Postları dikine yükselen tüylerle kaplı olduğundan galerilerde ileri geri giderken dirençle karşılaşmaz.
Toprakta besin azaldığı takdirde ancak geceleri toprak yüzeyine çıkar. İyi yüzücüdür. Baykuş, tilki ve sansar baş düşmanlarıdır. Tehlike anında derideki bezlerinden sıvı bir madde ifraz ederek çok pis bir koku çıkarır. Düşmanları bu kokudan tiksinerek uzaklaşır. Kılları sık olduğundan toprakta kirlenmez ve ıslanmaz. Haşin ısırıcı bir hayvandır. Yalnızlığı sever. İlkbaharda çiftleşir. 35 günlük bir gebelikten sonra, tüysüz üç ile yedi kadar yavru doğar. İki haftada tüylenir, beş haftalık olunca yuvayı terk ederler. Bir yılda erginleşir. Dört yıl kadar yaşarlar. Köstebek zararlı böcek ve solucanları imhâ ettiğinden ve dehlizleriyle hava ve suyun toprak içine girmesini sağladığından faydalı sayılır. Bununla berâber ekilmiş tarlalarda toprak kümeleri meydana getirmesi ve dehlizleri kazarken bitki köklerini kesmesi zararlara da yol açtığından çiftçiler tarafından pek sevilmez. Tünellerine yağlı, petrollu paçavralar sokularak uzaklaşması sağlanır. Almanya gibi bâzı ülkelerde avlanması yasaklanmıştır. Buna rağmen bâzı memleketlerde kıymetli postu için bol miktarda avlanmaktadır. Yuvasını 30-60 cm derinlikte yapar. Genellikle tünellerin toprak yüzeyine olan yüksekliği hep aynı seviyededir. Allah’ın verdiği içgüdü sâyesine çok derinlere gitmediği gibi toprak yüzeyine de çıkmaz. Yuva olarak kullandığı merkezî odayı sel baskınına karşı korunacak bir şekilde geniş ve yüksek yapar, altını kuru yapraklarla döşer. Üst ve altında havalandırma tünelleri ve bunlara bağlı her gün sayısı artan avlanma galerileri vardır.
Memleketimizde yanlış olarak bâzan kör fâreye de köstebek denir. Kör fâre (Spalax typhlus) de köstebek gibi toprak içinde galeriler açar ve yüzeyde kümeler hâsıl eder. Boyu 22 cm olup kuyruksuzdur. Toprak kazmada, ön ayaklarından çok kesici dişlerini kullanır. Köstebeklerin burunları sivri, kör fârelerinki küttür. Ayrıca kör fârelerin küçücük gözleri ince bir deri ile örtülüdür. Köstebekler böcek yedikleri için genelde faydalı hayvanlardır. Kör fâreler ise kemiriciler (Rodentia) takımından olup bitkilerin toprakaltı köklerini ve yumrularını yediklerinden zararlı kabul edilirler.
Zararları
Köstebekler bazı ülkelerde tarımsal açıdan zararlı bir hayvan olarak kabul edilirken, Almanya gibi ülkelerde koruma altına alınmış bir türdür. Köstebekler, yeni ekilmiş olan tarım arazilerinin toprak altyapısını, kazdıkları tüneller nedeniyle, bozmaktadır ve dolayısıyla da tarım ürünlerinin veriminde önemli düşüşler gözlenir. Ayrıca gelincik ve tarla faresi gibi diğer türler köstebeklerin açmış olduğu tünelleri kullanarak bitkilerin köklerine ulaşıp zarar vermektedir.
Köstebeklerin zararlı bir canlı türü olarak kabul edilmesindeki diğer bir etken ise insanlar tarafından kullanılan çimenliklerde açmış oldukları çukurlar ve bunlarla birlikte oluşan köstebek tepeciklerinin estetik problemlere neden olmasıdır.
Köstebekler, kurulan çeşitli tuzaklar ve zehirli maddelerle kontrol altına alınmaktadır.
Köstebekler Hindistan’da oldukça kirli, kötü kokulu ve pis hayvanlar olarak kabul edilmektedir. Hindistan’da köstebekler için kullanılan छछुन्दर / tʃʰətʃʰund̪ər / kelimesi çok pis ve korkak insan anlamına da gelmektedir.

Kelebekler

Kelebekler (Lepidoptera) , pul kanatlılar takımında yer alırlar. Dünyada 150 bin kadar kelebek türü bulunmaktadır.
image
kelebekler ikisi büyük ikisi küçük sağlı sollu 4 kanatlı 3 bölümden oluşan vücutlu, 6 bacaklı, bir çift antenli, petek gözlü kanatlı böceklerdir. Kelebeklerin özel renkleri, vücutları üst üste kiremit dizilişi şeklinde renkli gözle zor görüle bilen küçük pullardan gelmektedir.
image
Kelebeklerdeki bu pullar, uçları yassılaşmış ve genişlemiş kıllardır. Bu kelebek pulları genellde güneş ışınlarını yansıtırken kırılmalarla farklı renk görünümleri oluşmasında etkilidir. Kelebek kanatlarının büyüklüğü türden türe değişir. Bazı kelebek türlerinin dişileri tüysüzdür. 

Kelebekler emici tipteki hortum (proboskis) şeklinde ağız yapısına sahiptir. Kelebek bu hortumsu ağzı kullanmadığı zamanlar kıvırarak toplar. Kelebekler genelde çiçek balözü emerek beslenirler. Kelebek ayakları tat ve suyu hissetme özelliğine sahiptir. Kelebekler çiçeklerin balözünün tadını ayaklarıyla alırlar ve kelebekler bu çiçek bal özlerini emerler. 
Micropterygidae familyasına ait kelebekler çiçek tozu ( polen) ile beslenir ve ağız tipi çiğneyicidir.
image
Micropterygidae familyasına ait bu kelebeklerin tüylü başlarında büyükçe iki petek göz ve çoğunda iki nokta (osel) göz bulunur. 

Kelebekler yaşam şekilleri ve genel özelliklerine göre, gece kelebekleri ve gündüz kelebekleri olarak iki gruba ayrılırlar. 
Gece kelebekleri genelde kalın ve ağır vücutlarıyla gün batımına doğru ve gece uçarlar. Bu gece kelebeklerinin antenlerinin ucu sivri ve ince kıl gibidir. Bazı kelebek türlerinde antenlerdeki tüyler dizi şeklinde olduğundan bu antenler tarak görünümündedirler.
image

Gece kelebekleri genellikle mat renkleridir. Gece kelebekleri genelde hızlı uçarlar. Bazı kelebek türleri saatte 50 km hızla uçabilir. grup halinde uçan gece kelebekleri bir tehlike algıladıklarında ayrılıp kaçışır ve sonra tekrar bir araya toplanırlar. Gece kelebeklerinin özellikle işitme ve koku alma duyuları da çok gelişmiştir. 

Gündüz kelebekleri ise gece saklanıp dinlenip, gündüz ortaya çıkarlar. Gündüz kelebekleri genellikle ince yapılı ve daha hafiftirler. Gündüz kelebeklerinin antenlerinin ucunda topuz gibi bir yapı bulunur.
image
Gündüz kelebekleri desenli ve çok renkli görünüme sahiptir. Gündüz kelebekleri gece kelebeklerine göre yavaş uçarlar. Gündüz kelebekleri, gece kelebeklerinden farklı olarak, bir yere konduklarında kanatlarını dik vaziyette birleştirirler, gece kelebekleri ise kanatlarını sırtını çatı gibi kapatacak şekilde yan yana sırtlarında birleştirirler ya da açık halde bırakırlar. Kelebeklerin ömrü 6 ila 10 gün arasında değişir

Atlar

27969171


Atlar Tarihten Bu Güne Kadar İnsalar Tarafından Başta savaşlar Olmak Üzere Günümüzdede Kullanılan Muhteşem Hayvanlardır.

Köpeklerden sonra en sadık dostlarımızdır atlar. Evcil atlar, sahiplerini hiçbir zaman terk etmezler.

Atların ilginç özellikleri 25 ‘ten fazla türü olan bu sadık dostlarımız hiç yorulmadan bizi kilometrelerce uzağa taşıyabilirler Atlar, tarih boyunca insana en çok yardımcı olmuş hayvanlardır

Atların yaşı kesici dişlerinin aşınıp yıpranmasına göre anlaşılır.Atların yediği ot, kumlu ve tozlu olduğu için dişleri zamanla aşınır. Atların dişleri çene kemiğinin çok derinlerine kadar gömülen uzun şeritler halindedir Yani dişlerin kök kısmı insanlara göre çok daha derinlerdedir Diş aşındıkça kemiğin içindeki bölüm dışarı çıkar Hatta yaşlı atlarda dişlerin kökü diş etinin yüzeyine gelir Her bir diş, yemek yeme kabiliyetini yitirmeden 25-5 cm aşınabilir İşte biz de bu aşınmanın miktarına göre atların yaşını tahmin edebiliriz

Atların tüyleri vücut ısılarının ayarlanması için termostat, yani ısı ayarlayıcısı görevi görürVücutları her zaman 38 derece sıcaklıkta olmalıdır Bu ısının korunması için soğuk kış günlerinde atın tüyleri uzar, sıcak mevsimlerde ise dökülür ve vücut ısısının sabit kalmasını sağlar

Atlar ayakta uyurlar! Peki nasıl olur da uyurken yere hiç düşmezler biliyor musunuz? Çünkü bacak kemiklerinin kilitlenebilme özelliği vardır
Atların bacakları yalnız ağır yükleri taşıyabilmeleri için değil, aynı zamanda da hızlı koşabilmeleri için özel yaratılmıştır Atlarda, diğer hayvanlarda olduğu gibi köPage Rankingücük kemiği yoktur Bu da onların daha büyük adım atabilmelerini sağlar Ayrıca atların bacaklarında hızlandıkça harcadıkları kuvveti düşüren buna karşın hareket edebilme yeteneklerini artıran bir kemik-kas mekanizması vardır Bu mekanizmanın çalışmasını otomobillerdeki vites sistemine benzetebiliriz Hızlanan bir arabanın vitesini büyütmesi gibi atlar da hızlandıkça adeta vites büyütürler Bu sayede itme için harcanan güç azaltılırken, hareket yeteneği artar

Peki atların vücutları niçin çok ağır yükleri taşımaları ve çok hızlı koşabilmeleri için dizayn edilmiştir? Normalde ağır yük taşıma ve hızlı koşma yeteneğine sahip olmak, atın çok fazla işine yarayacak özellikler değildir Öyleyse atlar bu özelliklere niçin sahiptirler? Cevap çok basittir Atlara bu yetenekler kendileri için değil, insanlara faydalı olabilmeleri için verilmiştir

Fareler

fare

Fare memeli hayvan grubundan bir canlıdır. Kemirgen bir canlı olan fare çok güçlü dişlere sahiptir. Uzun bir kuyruğa sahip olan fareler elastik vücut yapısına sahiptir. Bu nedenle küçük deliklerden bile rahatlıkla girebilirler.
Farenin ayak yapısı tırmanmak için elverişlidir. Şehirlerde, fırınlarda, un fabrikalarında, pastahanede, lokantada ve besin satışı yapılan birçok yerde fare görülebilir.  
Farelerin birçok türü vardır ve yaşam alanlarına göre farklı isimlerle anılır. Bu türlerden bazıları dikenli fare, lağım faresi, tarla faresi, pamuk faresi, ağaç faresi, kanguru faresi, çatı faresi bunlardan birkaç tanesidir. Her türlü besin maddesini tüketebilen fareler taş, mermer, tahta, kablo gibi besin maddesi olmayan maddeleri bile kemirebilirler. Memeli canlılar sınıfından olan fare çok çabuk ve çok hızlı üreyen bir canlıdır.

Her üremelerinde 10-15 arası yavru yapan fareler toplu halde yaşarlar fakat bireysel olarak hareket ederler. Fare maddi kayıpların yanı sıra tehlikeli hastalıklar taşıyarak insanlara bulaştırır. Yiyeceğimiz besinlerde dolaşarak salya ve dışkılarını bırakır. Çatı faresi, Lağım faresi, keme ve sıçan gibi fare türleri gece uyurken insanların kulak, burun, ayak ve parmaklarını kemirebilir. Bu nedenle fare ilaçlama üzerinde titizlikle durulması gereken bir konudur 

Farenin gen yapısı insana çok benzediği için tıp alanında birçok genetik araştırma ve deneyde kullanılır. İnsanlık için çok faydalı olan yönü sadece budur. Fare yeryüzünde uzun zamandır yaşayan bir canlıdır. İlaçlamanın henüz bilinmediği dönemlerde farenin bulaştırdığı hastalıklardan pek çok insan ölmüştür.

Fare ile mücadele için profesyonel ve yasal ilaçlama şirketlerinden destek almak çok önemlidir. Geçmiş yıllarda insanlar fare ile mücadelede fare kapanı yöntemini kullanmaktaydı. Fare kapanı ile fare yakalama yöntemi uzun zaman almakta ve fareleri tek tek yok etmekte idi. Artık fare ile mücadele konusunda teknolojinin ve ilaç sanayisinin gelişmesi ile de birlikte fare ile mücadele alanında profesyonel hizmetler sağlanmaktadır. Fare ilaçlama için Titiz ilaçlama şirketimizden destek alabilirsiniz. Günün her saati fare ilaçlama ve haşere ilaçlamalarında etkili çözümler sağlayan Titiz ilaçlama şirketimize 7/24 ulaşabilirsiniz.
fare ilaçlamafarefare ile mücadele

FARE TÜRLERİ
Ev faresi

Ev faresi yaşamak için evleri tercih eder. Ev faresi insanların besinlerine ortak olur ve her şeyi yiyebilir. Tahıl, ceviz, hububat, hayvansal gıda, deri, sabun gibi pek çok şeyi yiyebilir. Ev faresi yaklaşık olarak 8-10 cm büyüklüğündedir. Sıcak ortamda olan bu fareler yılda 5-6 defa yavru doğurabilirler. Ev faresi her yavrulamada 8-12 adet yavru yapabilir. 2-3 ay gibi bir süre sonra fare yavruları erginleşir. Fare evlerde kenar, kuytu köşelerde yuva yapar. Dış ortamlarda ise fare bodrum, çatı katı, gibi yerlere yuva yapar. Ev faresi insanlara en çok hastalık bulaştıran faredir. Fare görülen alanlara acil olarak ilaçlama yapılmalıdır, aksi takdirde fare hızla çoğalır. Ev fare ilaçlama için Titiz ilaçlama şirketimizi arayınız.

Çekirge sıçanı

Geceleri avlanmaya çıkan çekirge faresi, çekirge ve akrep avlayarak beslenir. Çekirge faresi geceleri avlanır. Çekirge faresi avını gördüğünde ses çıkarır. Avını yakalayarak keskin dişlerini avının beynine saplar.Çekirge sıçanı yuvasında depoladığı yiyeceklerle kışı geçirir.

Kör fare

Kör farenin gözleri deri altına doğru çekilmiş olarak görülür. Kör fare tarla faresi ile aynı bölgelerde yaşar.Kör fare geceleri aktif olarak yaşar,  besinlerini gece ararlar gündüzleri ortada fazla görülmezler. Kör faretoprağın altında yaşar. Kör fare su, nem ve ekinin bol olduğu yerleri sever. Kör fare ekinleri kemirerek zarar verir.

Lağım faresi

Yapı olarak diğer farelerden daha büyük yapılı faredir. Lağım ve pis su akarlarından evlere gelir. Dışarda besin bulamayan lağım faresi evlere gelir, çatı ve borum gibi yerlere yerleşir. Lağım faresi 2 ayda bir kez yavrular. Lağım faresi toplu halde yaşar. Doğal afetler olduğunda ortaya çıkarlar. Lağım faresi aç kalınca gece insanlar uyurken uyuşturucu etkili ağız salgısı ile insanları kemirebilir. Bu sebepten dolayı kemirdiği insan, farenin ısırdığını fark etmez.

Çatı faresi

Çatı faresi ayak tırnakları sayesinde tırmanma yapabilir. Çatı faresi evlerin çatılarında, bodrumlarında ve çöplerin aralarında yuva yapar. Yaklaşık 30cm büyüklüğünde olur. Çatı faresi senede 4-5 defa yavru yapabilir. Her yavrulamada 5-6 tane yavru doğurabilir. Titiz ilaçlama şirketi çatı faresi ilaçlama hizmeti sağlamaktadır.

Tarla faresi

Tarla faresi diğer farelere benzemez. Tarla faresinin boyu 12-16cm arasındadır. Tarla faresi ekinlerin bol bulunduğu tarlalarda bulunur. Tarla faresi ekinlerin köklerini kemirerek beslenir, ürün kalitesini düşürür. Diğer fareler gibi çok hızlı ürer. Sansar, tilki, baykuş, yılan tarla faresinin düşmanı olan hayvanlardır.

Beyaz ayaklı sıçan 

Beyaz ayaklı sıçana Kuzey Amerika'da fazla rastlanır. Beyaz ayaklı sıçan akşamları ortaya çıkar, akşamsıçanı olarak da bilinir. Beyaz ayaklı sıçan kuru, sıcak yerleri sever. Beyaz ayaklı fare ağaç kovuklarında yuva yapar. Beyaz ayaklı sıçanın başka bir özelliği müzisyen olmasıdır. Bazen vızıltı şeklinde sesler çıkarır. Beyaz ayaklı sıçan ekinlere zararlıdır maddi kayba yol açar.

Pirinç faresi

Pirinç faresi suya yakın çevrelerde ve bataklık alanlarda yaşar. Pirinç faresi yuvasını bataklıklarda ve çalı aralarına yapar. Pirinç faresi çiftleştikten 25 gün sonra yavrular ve yeni partner aramak üzere yola koyulur.Pirinç faresi çok yırtıcıdır. Pirinç faresinin
 uzunluğu 30 cm'dir. Pirinç faresi diğer fareler gibi çok ve çabuk ürer.

Pamuk faresi

Pamuk faresi, pamuk tarlalarında pamuk tohumunu yer ve yeraltına pamuklar taşıdığı için adına halk arasındapamuk faresi denir. Pamuk faresi kısa kuyruklu, orta büyüklükte bir faredir. Pamuk faresinin kulak yapısı kısa ve geniştir. Pamuk faresinin kılları uzun ve kabadır. Pamuk faresi sadece pamuk tohumu yanı sıra yenilebilecek bitkilerin hepsini yer. Pamuk faresi yumurta, böcek, yengeç gibi şeylerle de beslenir. Pamuk faresi kavgacı yapılıdır. Pamuk faresi doğum yaptıktan 3-4 saat sonra hemen çiftleşmeye başlar. Yedi haftada erişkin olan dişi pamuk fareleri çiftleşmeye başlar, yakın akrabalar arasında çiftleşme yapmazlar.

Balık yiyen fare (su faresi)

Balık yiyen fare tropikal Amerika'da görülen bir faredir. Su faresi dağ yamacında akan ırmaklarda avlanır. Yakalandıklarında balık gibi koktuğunu sanan insanlar bu farelere balık faresi ve su faresi adını verir. Balık faresi su salyangozu, kabuklu hayvan ve midyeyle beslenir. Balık faresinin büyüklüğü 17-18cm dir. Tüyü yumuşak ve sıktır. Balık faresinin sırtı parlak gri, karın kısmı gümüş rengidir.
farelağım faresiev faresi


Kediler

Kedi özellikleri, kedilerin özellikleri nelerdir?

Evlerimizin sevimli ve neşe kaynağı kedilerin özelliklerini hiç düşündünüz mü? Temiz olmalarının yanı sıra uysal ve masumiyet simgesi olan kedilerin fiziki ve huysal özelliklerini burda anlatacağız.

KEDİLERİN İLGİ ÇEKİCİ ÖZELLİKLERİ

Kedilerin özellikleri- Dünyada 33 farklı ırktan çoğalan 500 milyonun üzerinde evcil kedi bulunmaktadır.
- Kedilerin vücutlarında 290 kemik ve 517 kas vardır.
- Kediler tüm memeliler arasında en uykucu hayvanlardır. Her gün ortalama 16 saati uyuyarak geçirirler. Bu açıdan bakıldığında, yedi yaşındaki bir kedi hayatının sadece iki senesini uyanık geçirmektedir. (Bu hesapla biz de yaklaşık olarak miskin bir kedinin yarısı kadar ederiz)
- Asil ve mantıklı bir kişiliğe, mükemmel sezgilere ve akılcı bir duyarlılığa sahiptirler. Meraklı davranışları ve hayata pozitif bakışlarıyla hemen dikkat çekerler. Kendileri gibi dışa dönük yaşamayı seven ve hayata olumlu bakan insanlar tarafından tercih edilen bu kediler, iki-üç yıl içinde çocukluktan ergenliğe geçerler.
- Kediler son derece meraklıdır.Ne olduğunu keşfetmek için her türlü şeyin içine girip tırmanmaya çalışırlar.
- Kedilerin en belirgin özelliklerinden biride mırlamaktır. Özellikle çok sakin huzurlu ve mutlu olduklarında mırlarlar.
- Bir kediyi okşamanın kan basıncını düşürdüğü bilimsel olarak ispatlanmıştır.
- Kediler 185 derecelik bir görüş açısına sahiptirler.(Bu özellikleri sahiden güzelmiş.)
- Öte yandan bir kedi hayatının neredeyse % 30'unu kendisini tımar ederek geçirir. Kedilerin kendilerini tımar ederlerken harcadıkları tükürük salgısındaki sıvı miktarı, boşaltım sistemleri aracılığı ile çıkardıkları sıvı miktarından fazladır.

Kediler hakkında bilmedikleriniz

* 1950 yılında dağcıları izleyen İsviçreli bir kedi dağcılarla birlikte Alplerin zirvesine (4.478 metre) çıkmıştır.
* Kediler karanlıkta insanlardan 6 kat daha iyi görürler.
* Kedilerin bıyıkları çevredeki hareketlere karşı son derece duyarlıdır. Ani bir hareket hemen bıyıklar tarafından algılanır. Görmeyen kediler etrafta sanki görüyor gibi dolaşmalarını da yine bıyıklarına borçludurlar.
* Dünyada 33 farklı ırktan çoğalan 500 milyonun üzerinde evcil kedi bulunmaktadır.
* İngilizce'de "cat",  Fransızca'da "chat",  Almanca'da "katze",  İspanyolca'da "gato",  İtalyanca'da "gatto",  Japonca'da "neko" "kedi" için kullanılan kelimedir.
* Kediler 185 derecelik bir görüş açısına sahiptirler.
* 1949-1964 yılları arsaında Britanya Pasaport Dairesi'nde çalışan Peter isimli kedi kadrolu personel arasındaydı ve yılda 6.5 sterling ücret alıyordu.
* Kedilerin köprücük kemikleri olmadığından kafalarının sığabildiği her yerden geçebilirler.
* Bir kediyi okşamanın kan basıncını düşürdüğü bilimsel olarak ispatlanmıştır.
* Kedilerin duyma yetileri köpeklerden ve insanlardan daha güçlüdür. Bu yüzden kedinize bağırarak konuşmanız anlamsızdır,  kedilerle fısıltı gibi yumuşak ve kısık bir sesle konuşulması çok hoşlarına gider.
* Londra'da bir stadyumda "görevli" bir kedinin 6 yıl içinde yaklaşık 12.500 adet fare avladığı rapor edilmiştir.
* Bir yavru kedinin sağlıklı bir yetişkin olabilmesi için en azından 3 ay boyunca annesi ile birlikte kalması gerekir. Böylece annesinin vereceği sosyal disiplini de alarak daha uyumlu ve söz dinleyen bir kedi olur.